Kronik Derin Ven Trombozu

  • Derin ven trombozu (DVT) yani derin yerleşimli toplardamar tıkanıklığı aylar ya da yıllar önce başlamış yani eskiden olmuş ise buna geç evre ya da kronik derin ven trombozu denir.
  • Kronik kelimesi pıhtılaşmanın bir aydan önce olduğunu anlatır.
  • Aynı hastalık posttrombotik sendrom (pıhtı sonrası hastalık) olarak da adlandırılır.  
  • En sık bacaklarda olur. Çoğunlukla tek tarafta, seyrekolarak her iki bacaktadır. 
  • Bacak toplardamarında hem pıhtıya bağlı tıkanma hem de kapak harabiyetine bağlı kapak yetmezliği vardır.
  • En önemli belirti bacak şişliğidir. Ek olarak bacak iç kısmında deride kahverengi renk, incelme, kaşıntı, yürüme ağrısı ve son evrede ayak yarası (venöz ülser) gibi sorunlar yaratabilir.
  • İyileşmeyen ayak yarası hastaların %5-7 sinde görülür ve hastalığın en kötü halidir.
  • Venöz ülser de denen ayak yarası genellikle aylar ya da yıllar sonra oluşur. 
  • Genelde tedavisinin olmadığı söylenir ancak bir kısım hastada anjiyo ile damarların açılması ve belirtilerin azaltılması mümkündür. 

Kronik ya da geç evre derin ven trombozu nedir?

Kronik derin ven trombozu, toplardamardaki pıhtılaşmanın bir aydan daha eskiolmasıdır. Toplardamarda pıhtılaşma yeni olmuşsa ve üzerinden henüz bir ay geçmemişse buna akut derin ven trombozu, bir aydan önce olmuşsa yani eski bir tıkanma ise buna kronik derin ven trombozu adı verilir. Bir başka adı da posttrombotik sendrom, yani pıhtı sonrası oluşan hastalıktır. Bu ayırım son derece önemlidir çünkü her ikisinde de bazı hastalarda tedavi şansı vardır ama akut ve kronik hastalığın tedavisi birbirinden çok farklıdır.

Kelime olarak ven: toplardamar, tromboz: pıhtılaşma, kronik: eski, hastalık başlayalı bir aydan uzun zaman olmuş anlamındadır. Hastalar genellikle ilk tıkanma olmasından aylar ya da yıllar sonra doktora başvurur. Bir kısım hasta derin ven trombozu geçirdiğini bilir, bir kısım hastada ise ilk atak ya da ilk hastalık olduğunda tanı konamaz ve hasta kronik (geç) dönemde başvurur.

Temel olarak akut derin ven trombozunda tedavi pıhtının temizlenmesidir. Taze olduğunda pıhtı jöle gibidir ve değişik yöntemlerle tamamen temizlenebilir. Tüm tedaviler anjiyo ile damar içine girilerek yapılır. Trombektomi (pıhtının çıkarılması) mekanik yolla pıhtının temizlenmesi ya da vücudun dışına alınması, tromboliz (pıhtının eritilmesi) ise bir ilaç vererek pıhtının vücut içinde eritilerek yok edilmesidir.

Kronik derin ven trombozunda damar içinde artık taze pıhtı yoktur. Temizlenemez yada vücut dışına çıkarılamaz. Pıhtı sertleşir ve damar duvarına yapışır. Yapılabilecek en iyi tedavi anjiyo yöntemiyle bu daralmış ya da tıkanmış damarın balon uygulaması ya da stent yerleştirilmesiyle açılmasıdır.

Bu tedaviler her hastada gerekmez. Genel olarak hafif hastalıkta bu tedaviye gerek yoktur, kan sulandırıcı ilaçlar yeterli bir tedavidir. Ama hastalık şiddetli ise hastada oluşturduğu sorunlar belirgin ve hastanın yaşam kalitesini bozuyorsa anjiyo tedavisi gerekebilir. Buna doktorunuz karar verecektir.

Kronik (geç evre) derin ven trombozunun özellikleri nelerdir?

  • İlk hastalık ya da atak geçireli bir yıldan fazla olmuştur, yani pıhtı eskidir.
  • Hastaların yaklaşık yarısında hiç şikayet olmaz. Bu guruba ek tedavi gerekmez.
  • Pıhtı eskidikçe sertleşir, damar duvarına yapışarak hem damar duvarına hem de toplardamarda bulunan bir çok kapakçığa zarar verir. Yani damarda hem tıkanma hem de kapak yetmezliği (venöz yetmezlik) vardır.
  • Damardaki pıhtı bir aydan önce olmuşsa akciğere atma ihtimali hemen hiç yoktur. Pıhtının akciğere atması bazı hastalarda ve sadece pıhtı damar içinde taze iken (akut dönemde) olur.
  • Hastanın bacağındaki ilk şişlik şikayeti azalmıştır. Ağrı olmaz. Ama kalıcı bir ayak şişliği vardır. Bu durum genellikle hayat boyu sürer.

Kronik derin ven trombozu belirtileri nelerdir?

İlk pıhtılaşma olduğunda (akut ya da erken evre) bacakta şişlik oluşturur. Pıhtı ne kadar fazla ise o kadar belirgindir. Eğer anjiyo tedavi yöntemleri bilinmiyorsa ilk hastalık döneminde kan sulandırıcı ilaçlar ve varis çorabı kullanılır. Zamanla şişlik ve yakınmalar azalır, hastaların yarısında tüm şikayetler kaybolur. Diğer yarısında ise genellikle hayat boyu süren hafif ya da şiddetli şikayetler kalır. Bunun sebebi tıkanmaya ve kapak yetersizliğine bağlı bacaktaki kanın kalbe doğru rahat taşınamaması ve küçük bir kısım kanın ayaklarda birikmesidir. DVT ye bağlı gebel belirtiler: 

  • Bacak şişliği en önemli ve en sık görülen belirtidir. Genellikle dizin altında, ayak bileğinde olur. Sabah az veya yok, günün ilerleyen saatlerinde ayakta kaldıkça belirginleşir.
  • Bacaklarda yorgunluk, ağırlık hissi, varis oluşumu ve kaşıntı olabilir.
  • Yürümekle ayak ya da bacaklarda ağrı olabilir.
  • Bacak ve ayak şişliğinden dolayı o bacağa pantolon ya da ayakkabı giymek zor olabilir. Rahatsızlık verebilir.
  • Ayak bileğinin özellikle iç kısmında kahverengi lekelenme, deride sertlik, kızarma, kılların dökülmesi görülebilir
  • Ayak bileğinde yara ya da ülser oluşabilir. Bu hastalığın en kötü halidir. 
  • Şikayetler yatmakla, ayağı yükseltmekle ve bazen varis çorabı kullanmakla azalır.

Kronik derin ven trombozunda tedavi

Kronik derin ven trombozunda daha önce bahsedildiği gibi iki durum aynı anda vardır.
1) Bacak toplardamarlarında daralma ve tıkanmalar
2) Bacak toplardamarlarında kapak yetmezliği (venöz yetmezlik).
Günümüzde bazı hastalarda (ciddi şikayeti olan) tıkalı damarları anjiyo yöntemi ile açmak mümküdür; ama harap olan kapakları tamir etmek mümkün değildir. Bu nedenle hastalığın kesin tedavisi yoktur ama damar tıkanıklık kısmı açılırsa hastalrı çok rahatlatabilek bir tedavi yöntemi vardır. Bu tedavi oldukça yenidri ve çoğu hekim bile hala hastalığın tedavisinin olmadığını belrtir. Damar açma dışında hastanın yakınmalarını azaltacak ve rahatlamasını sağlayacak destek tedavileri de vardır.
Destekleyici tedaviler
• Varis çorabı kullanımı
• Bacak kaslarını çalıştıran egzersiz: Yürüme, yüzme iyi egzersizlerdir.
• Her gün ayak ve bacak yükseltilmesi
• Bazı ilaçlar bacaklarda var olan yakınmalar için çok rahatlatıcı olabilir.
• Kilo almaktan kaçınmak, varsa fazla kiloları vermek bacakları çok rahatlatır. Venöz yetmezliği fazla kilosu olanlarda daha fazla ve daha ciddi yakınma oluşturur.
Bu tedaviler çok faydalıdır ancak sadece şikayetleri azaltmaya yöneliktir. Bu yöntemlerler tıkanmış olan damarın açılması mümkün değildir. Kan sulandırıcı ilaç bazen kısa bazen uzun süreli kullanılır. Kan sulandırıcı ilaçlar da var olan tıkanıklığı açmaz, sadece yeni pıhtı oluşmasını engeller. Bunu doktorunuz belirtecektir.

Geç dönem toplardamar tıkanmasında da anjiyo tedavisi çok az bilinir ve çok az merkezde yapılır. Hastalara genellikle herhangi bir tedavinin olmadığını söylenir.

Tedavide amaç tıkalı damarları anjiyografi ile açarak kan akımını düzenlemektir.

Erken evrede anjiyo ile tedavi damar içindeki pıhtıyı temizler, ama geç evrede pıhtı temizlemek mümkün değildir, çünkü artık damar duvarı zedelenmiş ve damar sert bir dokuyla tıkanmıştır. Sadece balon ve gerekirse stent yerleştirilerek tıkalı damarı açılır.

Kronik Derin Ven Trombozunda hangi hastaya anjiyo tedavisi gerekir?

Anjiyo tedavisi her hastaya gerekmez. Genel olarak hastada var olan ve geçmeyen şikayetler hastanın günlük yaşantısını zora sokuyor ise anjiyo tedavisi gerekir. Örneğin her gün ayaklarda şişlik yorgunluk oluyorsa, pantolon ya da ayakkabı giymek zor oluyorsa, yokuş yukarı yürümek ya da merdiven çıkmakta sorun yaşıyorsak anjiyo tedavisi önerilir. Şikayeti hafif olan hastalarda bu tedavi gerekmeyebilir.

Anjiyo tedavisi özellikle tıkanma kasık damarına kadar uzanmışsa önerilir.

 

Anjiyo tedavisi nasıl bir tedavidir?

Geç evre derin ven trombozunda anjiyo tedavisi bir ameliyat değildir. Anjiyo ile damar açma tedavisidir.

Kasık ya da kol damarından değil çoğunlukla diz arkası ya da ayak bileği damarından girilerek yapılır. Bu anjiyo hasta için oldukça kolaydır; ancak bu damarlar açılması zor damardır. Bu nedenle çok az merkezde yapılır. Merkezimiz İstanbul içinde ve ülkedeki tecrübeli merkezlerden biridir.

 

Kronik derin ven trombozunda anjiyo tedavisi

  • İşlem bir ameliyat değil anjiyo işlemidir.
  • Tedavi günübirlik bir işlemdir yani tedavi olup aynı gün evinize dönebilirsiniz
  • Bir gün sonra normal yaşantınıza dönebilirsiniz
  • Tedavi sırasında oluşabilecek ağrı ilaçlarla giderilir, tedavi sonrasında ağrı beklenmez.
  • Narkoz kullanılmaz.
  • Tedaviden sonra bir süre kan sulandırıcı ilaç kullanılır.
  • Tedavi sonrası varis çorabı kullanımı devam etmelidir.

 

Anjiyo tedavisi sonuçları nasıldır?

Atardamar anjiyolarında tedavi sonucu çok nettir. Damar açılırsa hastanın hemen tüm yakınmaları geçer. Ancak kronik derin ven trombozunda yapılan anjiyo bir toplardamar anjiyosudur ve anjiyo tedavi sonuçları da değişkendir. Damarlar açılabilirse bazı hastalarda şikayetler tamamen geçer, bazı hastalarda tüm şikayetler tamamen geçmeyebilir ama belirgin rahatlama sağlanabilir.

Tedavinin en önemli özelliği şudur: Kronik derin ven trombozunda dünyada kullanılan en önemli tedavi yöntemdir. Ameliyat tedavisi tekrarlar çok sık olduğu için artık hemen hiç kullanılmaz. Özellike ayak yarası olan ya da şikayetleri çok ciddi olan hastalarda işe yarayan bir yöntemdir.